Bazen bazı kişilerin ulaşılmaz olduğunu düşünüyorum. Onların yüceliğinden, kaynakların sınırlılığından, vakit darlığından falan değil. Onlarla iletişim kuran ve yakın oldukları bir grup insanla asla eşit şartlarda yer alamayacağınızdan. Bu kişiler, onlara kızamazken, ama size kırılırlar, kızarlar, konuşmazlar. Onlara bağıramazken, size bağırmaya bile tenezzül etmezler. Onların isteklerini yerine getirmekten çekinmezler, sizinkisini ise yaparken içinize bin bir kurt düşürürler, bu isteğin vakitsizliği ve gereksizliğine dair.
Sanmayın, kötü olduklarını düşünüyorum bu insanların. Hayır. Sadece yetiştirilişten gelen kodlamalar sonucu, belli gruplara daima öncelik veriyorlar. Çünkü onlar beraber büyümüşlerdir, çünkü onlar çok şey paylaşmışlardır, çünkü onlar kardeş gibidir. Hayır, bu deneyimlerini de küçümsemiyorum. Fakat, herkesin benzer deneyim yaşadığınız insanlar varken, onlarla yetinmeyip yenilerini hayatlarına katarken, aynı sıradan işlemi neden onların da yapamadığını, kalıplarından kurtulamadıklarını anlamıyorum.
Ben beraber büyüdükleri insanlara göre kendimi ne kadar geliştirsem de, ne kadar çok uğraşsam da arkadaşlık için, fedakarlık yapsam, ne kadar alttan alsam da, bu kalıplar kırılmayacak biliyorum. Sanırım bu durumda da en iyisi, daha yüksek bir arkadaşlık pozisyonuna bel bağlamamak. Çünkü siz beraber büyümemişsinizdir, kardeş gibi değilsinizdir... Sanki zaman hala akıp gitmiyormuş gibi, ya da hayatınızın erken dönemlerinde tanışmamak bir suçmuş gibi. Ya da baştan eksin bir insanmışsınız gibi.
Elimdeki sınırlı vakti ve sabrı, bu insanlara ayırmamaya karar verdim o nedenle. Tavsiye ederim, kafanızdaki tilkilerin yarısından kurtuluyorsunuz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder