15.10.08

The world is your oyster!

Londra'da yaşıyorsanız ve otobüse metroya binmek mecburiyetindeyseniz, kalacak yer bulma sonrasında yaşadığınız en büyük sorun, ulaşıma harcadığınız zaman ve paralar olur. birinci bölgeden ne kadar ötede yaşamaya başladığınıza göre, değiştirmeniz gereken metro ve otobüs sayısı da çeşitlilik gösterir ki, bu Londra gibi, her an ulaşım konusunda her türlü değişikliğin yapılabildiği bir şehirde, size çok feci patlayabilme ihtimalini de beraberinde getirir.
Daha geçen cuma, otobüs şöforlerinin grevi nedeniyle, okula iki saatte gitmem haricinde 9 pound harcadım yola. Henüz bursu da yatmamış bir insan olduğum için, resmen canım acıdı o parayı verirken.
Ulaşım böyle pahalılık gösterirken, "Oyster Card" dedikleri, Akbil'den daha kolay taşınan, Ankara'nın hala kağıt sisteminden kalıcı plastiklere geçemediği için aşina olmadığı, İzmir'deki KentKart'ın daha fonksiyonel versiyonu olan harika bir kart var, ulaşımda tüm engelleri aşıyor tek başına. Ne zamandır da ben bunun yetişkin versiyonu ile hayatımı sürdürüyordum. Öğrenci kartına terfi edememiştim.
Neden derseniz, bu +18 Oyster Card bir şehir efsanesi neredeyse... Öğrenci olmak için uymanız gereken bir sürü şey vardır. Bir kere okuldan başvuru yapamazsınız. Herhangi bir metro istasyonundan da yapamazsınız. Sonra elinizde 5 pound'la gidip peşin ödeyemezsiniz. Online başvuruyu yaptıktan sonra da okulun öğrenci durumunuzu onaylaması için beklersiniz. Sonrasında da 5-7 gün arasındaki bir sürede elinize geçer.
Geçen cumartesi günü, ulaşıma harcadığım yetişkin tarifesi ücretlerinden gına geldiği bir anda, kendimi elimde kredi kartım bilgisayarın başında buldum. Kredi kartı bu hikayeye nereden girdi derseniz, bu da hikayenin diğer kısmı olur. Efsaneye göre +18 Oyster Card almak için İngiltere'de bir banka hesabınızın olması gerekir. Para otomatik olarak hesabınızdan düşer. Fakat İngiltere'de banka ile yaptığınız işlemler inanılmaz yavaş olma konusunda, dünyadaki diğer pek çok ülkenin bankalarıyla yarışır, bu yavaşlık bile "İngiltere'de banka krizi var" demek için yeterlidir. Banka hesabı açılmış, fakat internet ve telefon bankacılığı bilgileri belirsiz bir tarihte gelecek, banka kartının ise gelmesi hesabına 1000 pound yatırma koşuluna bağlanmış bir kişi olarak, bu böyle olmaz dedim. İşte tam da o az önce bahsettiğim cumartesi günüydü. Bence bu adamlar kredi kartını da kabul ediyordur da kimse fark etmemiştir şu ana kadar diye düşünecek kadar sivrizekalık yaptım. Gurur duyuyorum kendimle...
Çünkü kartım başvurumdan 4 gün sonra, posta ile elime geçti. Sabah sabah uyanıp adınıza güzel bir postanın gelmesi kadar mutluluk verici bir şey olamaz.
Bundan daha mutluluk verici şey, banka hesabıma bursumun yatmasıdır ancak...
Velhasılı kelam, eğer bir gün Londra'ya düşerse yolunuz öğrenci olarak, sakın ama sakın banka işlemlerini beklemeyin. Alın elinize Türkiye'den sizinle buralara gelmiş kredi kartınızı, ödeyin parasını gitsin.
Hayat bazen gerçekten şaşırtıcı şekilde kolay oluyor, 23 yaşında bile.

Hiç yorum yok: