17.12.08

Hallenmeler...

Geçtiğimiz iki hafta durmaksızın eğlendiğimiz, gezip tozduğumuz, bol içkili, arada ders çalışmalı, fazlası ile gülücükler dağıttığımız bir dönemdi. Hayatımın en en en eğlenceli quiz'ini olup, sonucunda şu güne kadar tattığım en güzel şampanyayı tattım. Üstelik kimbilir £2-3 mu nedir fiyatı... Olsun grupça hak ettiğimiz ödül oldu, çok da eğlendik, daha fazlasına gerek yoktu sanırım. Ama İngilizlerin bu içme temalı hayatları bazen beni çileden çıkartmıyor değil. Tamam çoğunlukla eğleniyorum, ama bu insanlar içtikleri zaman, kibarlıkla bastırılmış duyguları dışa mı vuruyor nedir?! Bir de İstanbul'da veya Ankara'da İf gibi barlarda karşılaşılması pek muhtemel takım elbiseli erkek modelinin askıntı olabilme kapasitesi, buradaki sarhoş takım elbiseli erkeklerde de var. Tek fark ağzının payını verince veya tersleyince üstelemiyorlar.
Hadi eğlendik ettik de, son dakika golü pek bir garip oldu.
Bir (1) insan iki (2) günde iki (2) uçak kaçırır mı?! Asıl ödülü bu konuda hak ediyorum bence. En son uçak kaçtığında, Atatürk Havalimanı'nda "kaçıyor anasını satayım, what can I do sometimes?" psikolojimin tedavisi, böyle topluca bir alkış, bir ödül, madalya vs olabilir.
Ama şimdi evdeyim ya, Zencefil o ıslak burnuyla gelip koklayıp gidiyor, sıkıldı mı patisi ile ayağıma dokunup "elim sende" oynamaya başlıyor ya, bir bavul kitap taşımışım umrumda değil. Jean Monnet belgelerini de aksatıyorum. Saladin'e de mail atmam lazım iki hususta. Bir de Colm'a danışmak istediklerim var, şöyle kendisine hayat danışmanım muamelesi yapmak istiyorum da, çok meşgul diyip dokunamıyorum.
Hm acaba dönünce danışmanımı değiştirebilir miyim?! Hiç dersini almayacağım ve yanına gidip konuşmayacağım bir adam danışmanım olmasın, varsın sarkastik Saladin olsun. En azından onu partilere davet ediyoruz, efendime söyleyeyim, o bana şu restorantlara git diyor, belki dönünce ben de ona şu konserlere-filmlere git derim. Böyle ders dışında da konuşacak şeylerimiz olur, dersti, essaydi, tezdi, onların getirdiği buzlar erir.
Yeni evimi çok seviyorum, yeni odamı da öyle. Ev arkadaşlarım yeterince iyiler. Evimiz yeterince sıcak. Yeterince temiz. Böyle bir karınca kararınca psikolojisi de eklendi benim psikolojik çorbama, tam oldu.
O zaman diyelim ki, Bülent Ortaçgil-Normal: Valla gayet normal!..

NORMAL - BULENT ORTACGIL

Hiç yorum yok: