4.11.07

Zencefil tadında...

Benim kedim simsiyah, aralarda gördüğümüz byeaz tüylerle, kendimizi o kadar siyah olmadığına inandırsak da, siyah işte ve biz onu böyle çok seviyoruz.
Kaplan ruhlu benim kedim, avlanması için herhangi bir şeye sabitlenmesi yeterli, ondan sonra elinden ne uçan ne kaçan...
Ayrıca bir kediye göre çok garip özellikleri var. Mesela kuyruğu, inanılmaz uzun, kulakları inanılmaz büyük, adeta daha iyi duyabilmek için, daha iyi denge kurabilmek için.
Kedim kedi değil, insan psikolojisine sahip. Yasaklar kışkırtıyor onu, annem bile kabul etti hiç taviz vermezsek daha da yoldan çıkardığımızı, ergen çocuklr gibi, alttan alarak, isteklerini ve ilgisini kanalize ederek baş ediyoruz onunla. Ayrıca, kendinde hiç beğenmediği yönleri var. Mesela kuyruğuna tahammül edemiyor, uzun ya. Sürekli ısırıyor onu.
Benim kedim iyi bir öğretmen, yola getiriyor beni. Üstelik benden bile daha az gösteriyor sevgisini, tam "bu kedi benimle mutsuz, sevmiyor artık beni" dediğiniz de, sabah bir uyanıyorsunuz, yanağını yanağınızın üstüne dayamış uyuyor sizinle.
Şimdi kedim yanımda, bir gün gidicek diye düşündükçe içim acıyor. Ve o zaman onun yokluğunun kendisinden bile karanlık olacağına şüphe yok!

Hiç yorum yok: