Nick Cave'u küsmüşüm kendim bile bihaber kalmışım. Dinlemez, yokluğunu aramaz olmuşum o kadar sevdiğim, sözlerinden kendime hikayeler yazdığım adamı. Onu mu unutmuşum, özdeş yanlırımı mı görmezden gelmişim bilmiyorum ama bu suskunluk sona erdi.
Çok ani oldu her şey. İzmir'deydim bi yaz günü. Evde tek başıma, o (Nick) benden daha iyi anlatır diye playlist hazırlayıp cd'ye kopyalayıp verecektim. Buluşma hiç olmadı. Cd kayıp. Kulağımda başka müzikler... Zaman hep geçer ve bir insanın hayatı boyunca deneyimleyebileceği ve gerçekliğinden kuşku duymayacağı şey olur bu. İstanbul'daydım, kar yağması beklenen, ancak kuraklıktan bir türlü kurtulunamayan, dahası saçlarımız bozulmasın, ayakkabılarımız ıslanmasın diye, bazılarımızın sevindiği bir garip kış mevsimiydi.
"something's gotten hold of my heart
keeping my soul and my senses apart
something's gotten into my life
cutting it's way through my dreams like a knife
turning me up, and turning me down
making me smile, and making me frown
in a world that was small
i once lived in a time that was peace and no troubles at all
but then you came my way
and a feeling (of) unknown shook my heart,
made me want you to stay
all of my nights, and all of my days
(yeah i gotta tell you now)
something's gotten hold of my hand
dragging my soul to a beautiful land
yeah, something has invaded my night
painting my sleep with a colour so bright
changing the grey, and changing the blue
scarlet for me, and scarlet for you
i got to know if this is the real thing
i got to know it's making my heart sing
wo-hoo-o-ye-e-e-e-e e
you smile and i am lost for a lifetime
each minute spent with you is the right time
every hour, every day
you touch me and my mind goes astray,
yeah baby, baby
something's gotten hold of my hand
dragging my soul to a beautiful land
something has invaded my night
painting my sleep with a colour so bright
changing the grey, and changing the blue
scarlet for me, and scarlet for you"
İstemsizce, kulaklarımdan içeri aynı melodiler girdi. Anlatılacak şeyler kalmamıştı artık; ama, unutulmuş geçmişe doğru tuttu yüzümü ve zorla çevirdi. O garip her şeyin içerde bir yerlerde tıkanıp kaldığı duygusu doldurdu havayı. Hüzünlenmeme kararı almak her zaman en hızlı çözüm olmuyor. Ancak yine de bugün bir barış imzaladık, kişilerarası bağlayıcılığı olsun diye. Ben dinliyorum, Nick Cave söylüyor, şimdi. Sözlerini ilk kez duymuşum gibi yapmaya çalışıyorum. Artık her kim yerse...
Çok ani oldu her şey. İzmir'deydim bi yaz günü. Evde tek başıma, o (Nick) benden daha iyi anlatır diye playlist hazırlayıp cd'ye kopyalayıp verecektim. Buluşma hiç olmadı. Cd kayıp. Kulağımda başka müzikler... Zaman hep geçer ve bir insanın hayatı boyunca deneyimleyebileceği ve gerçekliğinden kuşku duymayacağı şey olur bu. İstanbul'daydım, kar yağması beklenen, ancak kuraklıktan bir türlü kurtulunamayan, dahası saçlarımız bozulmasın, ayakkabılarımız ıslanmasın diye, bazılarımızın sevindiği bir garip kış mevsimiydi.
"something's gotten hold of my heart
keeping my soul and my senses apart
something's gotten into my life
cutting it's way through my dreams like a knife
turning me up, and turning me down
making me smile, and making me frown
in a world that was small
i once lived in a time that was peace and no troubles at all
but then you came my way
and a feeling (of) unknown shook my heart,
made me want you to stay
all of my nights, and all of my days
(yeah i gotta tell you now)
something's gotten hold of my hand
dragging my soul to a beautiful land
yeah, something has invaded my night
painting my sleep with a colour so bright
changing the grey, and changing the blue
scarlet for me, and scarlet for you
i got to know if this is the real thing
i got to know it's making my heart sing
wo-hoo-o-ye-e-e-e-e e
you smile and i am lost for a lifetime
each minute spent with you is the right time
every hour, every day
you touch me and my mind goes astray,
yeah baby, baby
something's gotten hold of my hand
dragging my soul to a beautiful land
something has invaded my night
painting my sleep with a colour so bright
changing the grey, and changing the blue
scarlet for me, and scarlet for you"
İstemsizce, kulaklarımdan içeri aynı melodiler girdi. Anlatılacak şeyler kalmamıştı artık; ama, unutulmuş geçmişe doğru tuttu yüzümü ve zorla çevirdi. O garip her şeyin içerde bir yerlerde tıkanıp kaldığı duygusu doldurdu havayı. Hüzünlenmeme kararı almak her zaman en hızlı çözüm olmuyor. Ancak yine de bugün bir barış imzaladık, kişilerarası bağlayıcılığı olsun diye. Ben dinliyorum, Nick Cave söylüyor, şimdi. Sözlerini ilk kez duymuşum gibi yapmaya çalışıyorum. Artık her kim yerse...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder